Yaygın SEO Efsaneleri

Yaygın SEO Efsaneleri

Müşterilerin SEO hakkında farklı fikirlerle gelmediği bir gün bile yok. Görünüşe bakılırsa mitolojik efsanelerden daha fazla SEO efsanesi var ortada. Hal böyle olunca George Bernard Shaw’ın söylediği söz gelmiyor değil insanın aklına:

Yanlış bilgiden sakınınız, çünkü cehaletten daha tehlikelidir.

Bu söz SEO konusunda neredeyse her gün karşıma çıkıyor.Yanlış optimizasyonlarla biraz daha az zaman kazanacak olan “SEO uzmanları” veya seo firmaları asılsız ifadelerle daha çok para kazanma çabasının sonunda “her güne bir SEO efsanesi” kampanyası yapıyorlar.

Webmaster Central Blog, bu efsaneleri yok etmek için elinden geleni yapıyor. Örneğin, 2003 yılında bir hatırlatma yazısı yayınlanmıştır. Hala PageRank üzerinden sıralama yükselteceği efsanesi nedeniyle PageRank satan, link değişimi yapan ve anahtar kelimelerinde – site içeriğinde bunları içeren web sitelerin Google tarafından güvensiz site ilan edildiği, o sitelerde linki bulunan web sitelerinin de aynı muameleye maruz kalacağı malumdur.

“Beyaz Şapkalı SEO’cular”, sürekli güncellenen arama motoru algoritmalarını takip edip, web dünyasının daha güzel ve daha düzgün olması için mücadele veren güzel insanlardır. Efsanelerle yada duyumlarla işi olmayan bu optimizasyon uzmanlarının maruz kaldığı efsanelere bakalım.

Birinci Sırada Çıkan En Çok Tıklama Alır

Elbette görünüm sıralaması ile trafik alma arasında doğru bir orantı vardır ancak bunun için kesinlikle olmazsa olmaz “kutsal kase” değildir. Geçmişte bile, en iyi sıralamaya sahip olmak yüksek tıklama oranlarını garanti etmese de iyi bir başlangıç sayılabilir.

Artık, arama sonuçlarına, yazar etiketleri ve zengin metin / snippet gibi geliştirmeler eklendiğinden, ilk üç sıralamanın tıklama oranı hızla yükseldi. Gerçek web siteleri, arama ile alakalı bilgiler ve kullanıcı dostu listeler her ziyaretçinin hedefi olmaya başladı. Bundan dolayı yüksek kalitede olan ve aramalarda 4. sırada çıkan bir web sitesi 1. sırada olan web sitesinden daha fazla tıklama alabilir. Birinci sırada olan değil, en iyi kalitede hazırlanmış web sitesi daha fazla tıklama alabilir.

Web Geliştirmeden Anlayan Herkes SEO Yapabilir

Gerçek: Arama optimizasyonu teknik bir iştir.
Efsane: Web sitesinden anlayan herhangi bir kişi arama optimizasyonu yapabilir.

Arama optimizasyonu sadece web sitesi hazırlamaktan fazlasını gerektirir. Günümüzde çoğu firma bilgi işlem çalışanları veya web sitesini hazırlayan freelance tasarımcı / tasarım firmalarına arama optimizasyonu işlerini teslim ederler. Binlerce lira para ve büyük bir zaman harcadıktan sonra hiç bir verim alamazlar. Bunlar bazı temel arama optimizasyonu kurallarını yerine getirebilirler. Örneğin XML site haritaları oluşturma, yönlendirme, robots.txt gibi çalışmalar önemlidir ancak bunlar yeterli değildir ki zaten bu kişiler de – bazıları aksini iddia etse de- uzmanlık alanları arama optimizasyonu değildir. Bunlardan arama optimizasyonu konusunda verim beklemek, bilgi işlem uzmanının Bill Gates olmasını beklemektir 🙂

SEO Tek Seferde Başlar ve Biter

Çoğu zaman firmalar bir uzmanla anlaşıp SEO projesi başlatır, sıralamada veya tıklama sayılarında istenilen seviyeye ulaştığında proje bitirilir. Bu durum son dönemde yaygınlaşmaya başladı. Bunun nedeni ise, SEO’nun diğer web projeleri gibi başla – bitir projesi olarak görülmesi ve istenilen hizmet verildikten sonra projenin firma veya uzman tarafından tamamlanmasıdır diye düşünüyorum. Ancak SEO periyodik olarak bir zaman yatırımı gerektiren ve devamlılığı olan bir süreçler toplamıdır.

SEO’nun Sosyal Medyayla Alakası Yoktur

SEO ve sosyal medyanın tamamen ilgisiz olduğu yaygın bir yanlıştır. Gerçekte yapışık ikiz gibidirler. Arama motorları genelde, çok fazla kullanılan ve içerik üreten sitelere değer verirler. Sosyal medya ile SEO arasındaki ilişki yıllardır gelişerek “Sosyal Arama” kavramı artık literatürde yerini almıştır. Google bunu Google Plus’da Google Authorship ile yapmaya devam ediyor. Güvenilir ve alakalı sosyal medya içerikleriniz SEO çalışmaları için önemli katkılar sağlayacaktır.

Daha Fazla Bağlantı > Daha Fazla İçerik

Değişen bütün algoritmalara rağmen web sitenize gelen bağlantı sayısı hala SEO’yu büyük ölçüde etkilemektedir. Ancak bütün SEO çalışması dış bağlantılara odaklanırsa, web sitesini ön plana çıkarılmasında kesin sonuç vermeyecektir. Hatta alınan bağlantılara dikkat edilmezse kendi kuyunuzu kazmış olursunuz. Bağlantı sayısının yüksek olması önemlidir ancak bu bağlantıların kesinlikle kaliteli bağlantılar olması şarttır!

SEO ile Web Sitesi Kullanılabilirliğinin Alakası Yoktur

Bunu daha önce hiç olmadığı kadar sıklıkla duymaya başladım. arama optimizasyonu eskiden sadece sıralama ile alakalı bir kavramdı. Ancak yıllardır gelişen web teknolojisi ve rekabet arama optimizasyonunun da amaç ve yapılarını değiştirdi. Günümüzde gerçek arama optimizasyonu, web sitenizin ziyaretçilerinizle nasıl iletişim kurduğunu da içine alır. Evet teknik olarak SEO, arama motoru optimizasyonu anlamına gelir; ancak yüksek sıralarda olmayı başarmış bir web sitesinin kullanılabilirliği zayıf ve ziyaretçiler hemen web sitesinden ayrılıyorlarsa arama optimizasyonu hiçbir amaca hizmet etmez, boşuna bir uğraş olur.

Ziyaretçileri sitenizde tutmak için içeriğinizin kişiselleştirilmiş, arama ile alakalı, sezgisel ve aramaların kolay olduğundan emin olun. MS DOS kullanımda bir web sitesine sahipseniz yapacağınız arama optimizasyonu çalışması fuzuli bir iş olacaktır.

Arama Motorları Kişiselleştirmiş Sonuç Sunduğundan Birinci Sırada Olmak Diye Bir Şey Yok

Google ve Bing kullanıcıların arama ve ziyaret geçmişlerini kayıt ederek, kullanıcılar arama yaptığında bu kayıtlara göre en uygun sonuçları üst sıralarda gösterir ve çıkış yapıldığında ise kesin organik sonuçlar gösterildiğine inanılır. Ancak bu sıralama çok fazla fark eden bir sıralama değildir. Arama URL’nizin sonuna &pws=0 ekleyerek tekrar arama yapın. Eğer Google Chrome tarayıcısı kullanıyorsanız “Gizli Modda” yeni bir sekme açıp arama yaparak, sıralamada çok fazla değişiklik olmayacağını kendiniz görün.

Son Söz

Arama optimizasyonu günümüzde sadece arama motoru sıralamalarında üst sıralarda olmak değildir. Web sitesinin içerik özgünlüğü, tasarımı, kullanılabilirliği, tasarımsal ve işlevsel özellikleri, yazım kuralları, snippetler gibi bir çok optimizasyon yani web sitesinin içeriksel ve tasarımsal kalitesi de artık arama optimizasyonunun içindedir. Web sitesine verilen dış bağlantılar da artık eskisi gibi etkili değildir. PageRank artık tarih oldu. SEO’nun en önemli parametreleri artık özgünlük ve kalitedir.


Yorumlar

Bir Cevap Yazın